Ramanujan matematiğe belki benim penceremden bakan birileri vardır diye düşünür ve İngiliz patronunun aracılığıyla Cambridge Üniversitesi'nde Matematik Profesörü Hardy’e teoremlerini gönderir. Ramanujan ilk olarak "sonsuz bir seride X’ten küçük kaç adet asal sayı olduğunu kesin olarak hesaplamayı sağlayan bir fonksiyon" geliştirdiğini öne sürer. Ancak bu teoremin ispatları olmadığı için kabul edilmez. Matematikte sezgiler asla yeterli değildir, yaptıklarınız açıklanabilir ve ispatlanabilir olmalıdır. Çünkü matematik sadece doğru veya yanlışla ilgilenmez, neden doğru veya yanlış olduğunu da açıklamalıdır. Matematik, ispattan bağımsız düşünülemez. Filmde, Profesör Hardy bu konuyla ilgili Ramanujan’a şu sözleri söyler;
"Tıpkı Mozart’ın koca bir senfoniyi zihninde işitebilmesi gibi sen de sayılarla sonsuzluğa doğru raks ediyorsun. Fakat bu raks, bu sanat; bizleri birer hokkabaz olarak gören güruha kendimizi sevdirmek için pek faydalı olamıyor. O yüzden matematiğin gayet iyi işleyen alanlarına meydan okumaya cüret edersek hata yapma ihtimalini göze alamayız."